RÜZGÂR ENERJİSİNDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Özellikle yaz aylarında her tatile çıkanların bolca gördüğü ve çeşitli tahminler ve kulaktan dolma bilgilerle bolca yorum yaptığı rüzgâr türbinleri o devasa görüntülerinin altında aslında dünyamız ile ilgili en çevreci hareketlerden birini barındırmakta. Artık fosil yakıtlardan ivedilikle kurtulmamız gerekirken halâ rüzgâr enerjisi için şehir efsaneleri ortalık bulandırılmakta.
Bu yazımızda elimizden geldiğince ana bilgileri verip doğru zannedilen yanlışları aktaralım istedik.
Bir türbinin ortalama kanat çapı 60 ile 100mt civarındadır. Yerden kule yüksekliği de 65 ile 120mt arası değişiklik gösterebilir. Tabii ki bu rakamlar çevre koşullarına göre değişir. Ülkemizde yerden 50 m yükseklikte ve 7.5 (m/s) üzeri rüzgâr hızlarına sahip alanlarda kilometrekare başına 5 MW gücünde rüzgâr santralı kurulabileceği kabul edilir.
Rüzgar türbinleri kendilerini korurlar. Belli rüzgâr hızının altında (3-4m/s) ve belli rüzgâr hızının üzerinde (90-108m/s) türbin çalışmayı durdurur. Ülkemizdeki rüzgar rejimi türbin kurulumuna son derece uygundur.
Şimdi doğru bilinen yanlışlar kısmına geçebiliriz.
1.YANLIŞ: Rüzgâr türbinlerinin insan sağlığına zararlı elektromanyetik radyasyon yaydığı iddia ediliyor.
DOĞRUSU: Elektromanyetik radyasyona sebep olacak kısımlar elektrik jeneratörü ve trafolardır; bunların yaydığı manyetik radyasyon da son derece düşük ve çok az bir alanda etkilidir. Bu trafolar ve jeneratörler çevremizde her yerde zaten kullanılmaktadır. Yapılan ölçümler bu parçaların sebep olduğu manyetik radyasyonun türbinin tabanına geldiğimizde bile ihmal edilebilir şekilde düşük olduğunu gösteriyor. İlla radyasyon için endişe edilecekse bunun için saç kurutma makinelerini konuşmak daha doğrudur.
2.YANLIŞ: Rüzgâr türbinleri elektronik aletlerin çalışmasını engeller.
DOĞRUSU: Kanatlar manyetik dalgaları etkilemez ama engelleyebilirler. Bu da kısa mesafeler için geçerlidir. Kulenin içindeyken telefon çekmeyebilir; fakat 20 metreden uzakta telefon ve telsiz gibi cihazların çalışmalarında bir sorun yaşanmaz.
3.YANLIŞ: Rüzgâr enerjisi santralleri olan yerde tarıma zarar verir.
DOĞRUSU: Tam tersine rüzgâr enerjisi santralleri kurulu olduğu alanın yalnızca yüzde 1’ini işgal eder. Alanın geri kalanı tarıma kullanılabilir. Rüzgâr türbinleri sıfır atık olduğu için topraklar, göller ve akarsular temiz kalır. Su da kullanmadığı için tasarruf edilen su, tarıma ve insanların kullanımına kalır. Oysa termoelektrik santrallerde her gün binlerce ton su tüketilir.
4.YANLIŞ: Rüzgâr enerjisi santralleri gürültülüdür.
DOĞRUSU: Bir rüzgâr türbini 300 metrelik bir mesafede artık en fazla bir buzdolabı kadar gürültü yayar. Sessiz kırsal bölgelerde esen rüzgârın sesi, genellikle türbinlerin sesinden daha yüksektir. Yine de ÇED raporlarına bakılarak muhtemel rahatsızlıkların önlenmesi için rüzgâr türbinlerinin civardaki yerleşim yerlerinin uzağına kurulması önceliklidir.
5.YANLIŞ: Rüzgâr enerjisi kuş ölümlerine yol açar.
DOĞRUSU: Her rüzgâr enerji santrali Çevresel Etki Değerlendirmesi raporlarının incelenmesi sonucunda kurulur. Göç güzergahları gibi büyük kuş ya da yarasa gruplarını çeken bölgelere kurulmamasına büyük özen gösterilir. Toplam türbinlerin her yıl ölen tüm kuşların yalnızca yüzde 0.01-0.02’sinin direkt ölümünden sorumlu olduğu hesaplanmıştır oysa kara araçları bu ölümlerin kat be kat fazlasına sebep olmaktadır.
6.YANLIŞ: Türkiye rüzgâr enerjisinden faydalanmak için yeterli rüzgâra sahip bir coğrafya değildir.
DOĞRUSU: Almanya Rüzgâr Enerjisi Enstitüsü DEWI’nin verilerine göre ülkemizin rüzgar potansiyeli İspanya’nın rüzgar potansiyeline eşdeğer. İspanya ise Avrupa’da rüzgâr santrali kurulu gücüne sahip ülkeler arasında Almanya’dan sonra ikinci sırada yer alıyor.
7.YANLIŞ: Rüzgâr enerjisi kesintisiz bir güç kaynağı olamaz.
DOĞRUSU: Türkiye’nin rüzgâr haritası ülkemizde yılın neredeyse tamamında rüzgâr enerjisinden elektrik üretilebileceğini gösteriyor. Ülkemizin son rüzgar türbin kurulu gücü 8700 MW olup bu binlerce türbin sorunsuz olarak enterkonnekte sisteme bağlıdır. Bunun dışında teknoloji gelişmektedir ve enerji depolama kapasitesi saatlik üretimin ortalama 6 katı civarında oluşturulduğu takdirde başka hiçbir enerji desteğine ihtiyaç duymadan enerji üretebilir.